Modern toplum her türlü bilgi ile dolup taşıyor.
- Modern society is overflowing with all sorts of information.
Her türlü grup etkinlikleri vardı.
- There were all sorts of group activities.
Sergiye her çeşit insan geldi.
- All sorts of people came to the exhibition.
Tom bana her çeşit soru sordu.
- Tom asked me all sorts of questions.
Bizim finansmanın tümünü kaybettik.
- We lost all of our funding.
Bu soruların tümünü cevaplamalısın.
- You have to answer all of these questions.
Onun hakkında türlü türlü söylentiler yayılıyordu.
- All sorts of rumors were floating around about her.
... So there are all sorts of things that have to be done ...
... It's all sorts of civil society groups, and it's huge ...