Tamam, önerinizi kabul edeceğim.
- All right. I'll accept your offer.
Bob benim tavsiyemi dinleseydi, şimdi her şey tamam olacaktı.
- If Bob had taken my advice, everything would be all right now.
Tamam, önerinizi kabul edeceğim.
- All right. I'll accept your offer.
Bu öğleden sonra erken gidersek doğru olur mu?
- Is it all right if I leave early this afternoon?
Bunu yaparsam sorun olur mu?
- Is it all right if I do this?
Bay Ford şimdi iyidir.
- Mr. Ford is all right now.
Neşelen! Yakında her şey iyi olacak.
- Cheer up! Everything will soon be all right.
Anlaşıldı. Onu ben götüreceğim.
- All right. I'll take it.
Anlaşıldı. Lütfen onu ısmarla.
- All right. Please order it.
Bu öğleden sonra erken gidersek doğru olur mu?
- Is it all right if I leave early this afternoon?
Burada bir flaş kullanmak doğru mu?
- Is it all right to use a flash here?
Onunla işler yolunda.
- It's all right with him.
Şimdi her şey yolunda.
- Everything is all right now.
İçin rahat olsun, her şey yoluna girecek.
- Don't worry. Everything's going to be all right.
Kötü bir öğretmene sahip olmak sizi rahatsız ediyor olmalı. Ben de aptalım. Öyleyse, tamam.
- It must bother you to have taken a bad master. I'm stupid too. So, it's all right.
O, İngilizceyi oldukça iyi konuşur.
- He speaks English fairly well.
Tom dün girdiği sınavda oldukça iyi yaptı.
- Tom did fairly well on the test he took yesterday.
I had a headache earlier, but now I'm all right.
All right, so what you suggest we do next?.
The car is all right. It gets me there, anyway.
That went all right, I suppose.
All right, mate, how are things with you and the missus?.
All right, let's go then.
All right, let's get started.
All right! They scored!.
You taught them a lesson all right! They won't be back.
All right, already! Let me finish what I was doing first, and then we can talk.
... HUGO BARRA: All right. ...
... All right, the next question is from FLAMINGSTAPLES, who asks, ...