Tüm gün şiddetli yağmur yağdı, bu zaman zarfında evde kaldım.
- It rained heavily all day, during which time I stayed indoors.
Gerçek yemek yeme yerine, sadece tüm gün abur cubur yedik.
- Instead of eating real food, we just ate junk food all day.
O gün boyu huzursuz hissetti.
- She felt restless all day long.
O gün boyu kocasına hizmet etti.
- She waited on her husband all day long.
Bütün gün boşa kürek salladı.
- He built castles in the air all day.
Düşman bütün gün saldırısına devam etti.
- The enemy kept up their attack all day.