Başından beri onun yalan söylediğini biliyordum.
- I knew all along that he was telling a lie.
O, onu başından beri biliyordu.
- He knew it all along.
O her zaman sendin, değil mi?
- It was you all along, wasn't it?
Bütün demiryolu boyunca kasabalar türedi.
- Towns sprang up all along the railroad.
Tüm Seine nehri boyunca lambalar vardır.
- All along the Seine, there are lamps.
Ta başından beri bu Tom'un planı değil miydi?
- Was this Tom's plan all along?
Sanırım Tom ta başından bunu bekliyordu.
- I think Tom expected this all along.
Sami baştan beri katildi.
- Sami was the killer all along.
En başından beri planın buydu, değil mi?
- That was your plan all along, wasn't it?
Sana bunu en başından beri söylüyorum.
- I've been telling you that all along.
He thought he had me fooled, but I knew the truth all along.
... all along ...