alive; living; with life

listen to the pronunciation of alive; living; with life
Englisch - Türkisch

Definition von alive; living; with life im Englisch Türkisch wörterbuch

lives
i., çoğ., bak. life
lives
ömürler

Böylece, evlenmediler ve mutlu mesut ömürlerinin sonuna kadar yaşadılar. - And so they didn't marry and they lived happily until the end of their lives.

İçe dönük kimselerin dışa dönük kimselerden daha kısa ömürleri mi var? - Do introverts have shorter lives than extroverts?

lives
hayatlar

Binlerce insan Bhopal Gaz Trajedisi'nde hayatlarını kaybetti ve bugün bile yüzlerce, hatta binlerce insan hâlâ zehirli gazın kötü etkilerinden muzdariptir. - Thousands of people lost their lives in the Bhopal Gas Tragedy, and even today hundreds of thousands of people still suffer from the ill-effects of the poisonous gas.

Binlerce ve binlerce asker hayatlarını kaybetti. - Thousands and thousands of soldiers lost their lives.

lives
yaşam

Tom artık Boston'da yaşamıyor. - Tom no longer lives in Boston.

Tom'un sorunu kendi dünyasında yaşamaktır. - Tom's problem is that he lives in his own bubble.

lives
live yaşa
Englisch - Englisch
lives
alive; living; with life
Favoriten