alive; living; with life

listen to the pronunciation of alive; living; with life
Englisch - Türkisch

Definition von alive; living; with life im Englisch Türkisch wörterbuch

lives
i., çoğ., bak. life
lives
ömürler

Böylece, evlenmediler ve mutlu mesut ömürlerinin sonuna kadar yaşadılar. - And so they didn't marry and they lived happily until the end of their lives.

İçe dönük kimselerin dışa dönük kimselerden daha kısa ömürleri mi var? - Do introverts have shorter lives than extroverts?

lives
hayatlar

Tehlikeli yolculukta hayatlarını riske attılar. - They risked their lives on the dangerous trip.

Hayatlarından memnun olduklarını ifade ettiler. - They expressed satisfaction with their lives.

lives
yaşam

Bu evde hiç kimse yaşamıyor. - Nobody lives in this house.

Karıncaların yaşamını önemsiz sayma. - Don't think little of the ants' lives.

lives
live yaşa
Englisch - Englisch
lives
alive; living; with life
Favoriten