The truth is opaque and consequently imperceptible.
- Gerçek opaktır ve dolayısıyla algılanamazdır.
We all missed the imperceptible shake of his head as he tried to warn us without being seen.
We tend to perceive what we expect to perceive.
- Anlamayı umduğumuz şeyi algılama eğlimindeyiz.
Your success depends a lot on how your manager and other people in the office perceive you.
- Sizin başarınız daha çok sizin yöneticinizin ve bürodaki diğer insanların sizi nasıl algıladığına bağlıdır.
Gravitational waves are very hard to detect.
- Yerçekimi dalgalarını algılamak çok zordur.
Our eyes can detect light.
- Gözlerimiz ışığı algılayabilir.
It is not possible to conceive without perceiving.
- algılama olmadan yaratmak imkansızdır.