alaylı

listen to the pronunciation of alaylı
Türkisch - Englisch
{s} ironic

There are certain expressions which are now only used ironically. - Artık sadece alaylı biçimde kullanılan bazı ifadeler vardır.

I'm not sure if this is ironic or not. - Bunun alaylı olup olmadığından emin değilim.

sarcastic

I'm not trying to be sarcastic. - Alaylı olmaya çalışmıyorum.

Tom is being sarcastic, isn't he? - Tom alaylı davranıyor, değil mi?

tongue in cheek
self-trained
autodidact
self-taught
jeering
ironical

There are certain expressions which are now only used ironically. - Artık sadece alaylı biçimde kullanılan bazı ifadeler vardır.

sardonic
ranker
ironic, scornful, disdainful, derisive
person with a skill but without much education
sarky
biting
formerly officer risen from the ranks
scornful
derisive
derisory
sarcasticical
alay
derision

Derision is the food of fools. - Alay aptalların yiyeceğidir.

alay
{i} mockery
alay
(Askeri) regiment

This dog is our regimental mascot. - Bu köpek bizim alay maskotumuzdur.

alay
ridicule

If you do that, you're going to subject yourself to ridicule. - Bunu yaparsan kendini alay konusu edersin.

He ridiculed my idea. - O benim fikrimle alay etti.

alay
mock

He mocked my efforts. - Çabalarımla alay etti.

He mocked the way the professor speaks. - O, profesörün konuşma şekli ile alay etti.

alaylı söz
quip
alaylı olarak tıslamak
hiss
alaylı biçimde
ironically

There are certain expressions which are now only used ironically. - Artık sadece alaylı biçimde kullanılan bazı ifadeler vardır.

alaylı taklit
burlesque
alay
leg pull
alay
jeer
alay
rub
alay
scoff

The irreligious scoffed at the bishop's interpretation. - Dinsiz, piskoposun yorumuyla alay etti.

She scoffed at my poem. - O şiirimle alay etti.

alay
raillery
alay
leg-pull
alay
banter
alay
sneer
alay
sarcasm

Tom doesn't understand irony or sarcasm. - Tom ironiyi ya da alaycılığı anlamıyor.

alay
taunt

Keep taunting me and see what happens. - Benimle alay etmeye devam et ve ne olacağını gör.

Sami's wife was constantly taunting him. - Sami'nin karısı sürekli olarak onunla alay ediyordu.

alay
troop
alay
{i} parade
alay
fun

A teacher should never make fun of a pupil who makes a mistake. - Bir öğretmen hata yapan bir öğrenci ile asla alay etmemelidir.

Tom always makes fun of John because of his dialect. - Lehçesinden dolayı, Tom her zaman John'la alay eder.

alay
mocks
alay
teasıng
alay
wipe
alay
gibe
alay
jibe
alay
irony

Tom doesn't understand irony or sarcasm. - Tom ironiyi ya da alaycılığı anlamıyor.

Tone of voice can indicate anger and irony. - Ses tonu öfke ve ince alayı gösterebilir.

alay
jape
alay
pertaining to a unit composed of two or more battalions
alay
fleet
alay
teasing

Either you are teasing me or you are making fun of me. - Ya benimle dalga geçiyorsun ya da benimle alay ediyorsun.

You said that you were just teasing. - Sadece alay ettiğini söyledin.

alay
cortege
alay
persiflage
alay
troops in line
alay
jest
alay
regimental

This dog is our regimental mascot. - Bu köpek bizim alay maskotumuzdur.

alay
mockery, ridicule, derision, gibe, jibe
alay
pertaining to a military regiment
alay
quiz
alay
procession
alay
batch
alay
slant
alay
gibejibe
alay
fleer
alay
shy
alay
badinage
alay
flout
alay
sport
dışı kalaylı, içi alaylı
(Konuşma Dili) 1. Others think him charming; I know him to be unpleasant. 2. It looks good on the surface, but inside it is terrible
Türkisch - Türkisch
Gösterişli, görkemli, debdebeli
Gerekli okul eğitimini görmeden kendini yetiştirmiş olan kimse
ALAYLI
Gerekli okul eğitimini görmeden kendini yetiştirmiş olan (kimse), mektepli karşıtı
ALAYLI
Erlikten yetişmiş subay
ALAYLI
Gösterişli, görkemli, debdebeli: "Düriye'min güğümleri kalaylı / Fistan giymiş, etekleri alaylı"- Halk türküsü
ALAYLI
Alay edici, küçümseyici, müstehzi
ALAY
(Osmanlı Dönemi) Cemaat, topluluk, güruh, kalabalık, fevç
ALAY
(Osmanlı Dönemi) (Ask.) 3-4 tabur piyade veya5 bölük süvari askerinden mürekkep kuvvet
ALAY
(Osmanlı Dönemi) Fazla miktar, muhtelif ve müteaddit kişiler veya şeyler
ALAY
(Osmanlı Dönemi) Debdebe ve gösterişle yapılan tören, geçit resmi
alay
Ses tonu, söz, davranış gibi yollarla biriyle, bir şeyle eğlenme, küçümseme
alay
Çok kalabalık
alay
Osmahnlılarda resmi ya da özel tören ve gösterilere verilen ad
alay
(Osmanlı Dönemi) 3-4 tabur piyade veya 5 bölük askerden meydana gelen kuvvet
alay
Genel olarak üç tabur ve bunlara bağlı birliklerden oluşan asker topluluğu
alay
Biriyle ya da bir şeyle eğlenme ve onu küçümseme
alay
istanbul'da Topkapı Sarayı surlarının kapısının yanında yer alan köşk
alay
Bütün, hep
alay
Herhangi bir törende veya gösteride yer alan topluluk
alay
Resmi ya da özel tören ve gösterilere verilen ad
alay
Topkapı Sarayı'nın dış suru üzerinde, padişahların geçit yapan alayları seyretmesi için yaptırılan köşk
alay
Herhangi bir törende veya gösteride yer alan kalabalık
alaylı
Favoriten