alışveriş yapma

listen to the pronunciation of alışveriş yapma
Türkisch - Englisch
marketing

Direct marketing is a means of allowing people to shop from home. - Doğrudan pazarlama insanların evden alışveriş yapmasını sağlayan bir yoldur.

shopping

I like shopping in used-book stores and in used-clothing shops. - Ben ikinci el kitapçılarda ve ikinci el giyim dükkanlarında alışveriş yapmayı severim.

I have to go shopping; I'll be back in an hour. - Alışveriş yapmaya gitmeliyim, bir saat içinde döneceğim.

alışveriş yap
{f} shop

I like shopping in used-book stores and in used-clothing shops. - Ben ikinci el kitapçılarda ve ikinci el giyim dükkanlarında alışveriş yapmayı severim.

I had neither the time to go shopping, nor to say goodbye to my mother. - Ne alışveriş yapacak ne de anneme hoşça kal diyecek vaktim vardı.

alışveriş yapmak
buy into
alışveriş yapmak
deal with
alışveriş yap
{f} shopping

She didn't go shopping yesterday, did she? - Dün alışveriş yapmaya gitmedi, değil mi?

I had neither the time to go shopping, nor to say goodbye to my mother. - Ne alışveriş yapacak ne de anneme hoşça kal diyecek vaktim vardı.

alışveriş yapmak
shop

Take your time. We have all afternoon to shop. - Acele etme. Alışveriş yapmak için bütün öğleden sonramız var.

I'd like to do shopping on Fifth Avenue in New York. - New York'ta Fifth Avenue'da alışveriş yapmak istiyorum.

Alışveriş yapmak
do shopping
alışveriş yapmak
to do the shopping
alışveriş yapmak
truck
alışveriş yapmak
market
alışveriş yapmak
a) to go shopping b) to trade c) to have dealings (with sb)
alışveriş yapma
Favoriten