He was in the habit of taking a walk before breakfast.
- Onun kahvaltıdan önce yürüme alışkanlığı vardı.
I am in the habit of taking a shower in the morning.
- Sabah duş almaya alışkınım.
She arranges the buying and selling of houses in and around Deal.
- O Deal'in içinde ve çevresinde ev alışı ve satışı düzenlemektedir.
You could save money by buying in bulk.
- Toptan alışveriş yaparak para tasarrufu yapabilirsin.
His new book met with a favorable reception.
- Onun yeni kitabı tatminkar bir alışla karşılaştı.
The teacher corrects our exercises.
- Bizim alıştırmaları öğretmen düzeltir.
I am helping my sister to do her math exercises.
- Matematik alıştırmaları için kız kardeşime yardım ediyorum.
Learning a second language requires a lot of practice.
- İkinci bir dil öğrenmek birçok alıştırma gerektirir.
Practice makes perfect.
- Alıştırma mükemmel yapar.
It always takes time to get used to a new place.
- Yeni bir yere alışmak her zaman zaman almaktadır.
You'll soon get used to the climate here.
- Yakında buradaki iklime alışırsın.