Dehşet içinde bağırdı.
- He cried out in alarm.
Onu çok korkutucu buldum.
- I found that very alarming.
Varoşlardan korkutucu haber geldi.
- Alarming news came from the suburbs.
Seni korkutmak istemedim.
- I didn't want to alarm you.
Onu çok korkutucu buldum.
- I found that very alarming.
Varoşlardan korkutucu haber geldi.
- Alarming news came from the suburbs.
Öğrencileri telaşlandırmak istemedim.
- I didn't want to alarm the students.
Sizi telaşlandırmak istemedim.
- I didn't want to alarm you.
Öğrencileri alarma geçirmek istemedim.
- I didn't want to alarm the students.
Öğrencileri alarma geçirmek istemedim.
- I didn't want to alarm the students.
Gürültü tüm kasabayı telaşlandırdı.
- The noise alarmed the whole town.
Sizi telaşlandırmak istemedim.
- I didn't want to alarm you.
Çalar saatim çalışmadı. Geç kalmamın nedeni budur.
- My alarm clock didn't work. That's why I was late.
Çalar saatin ayarını ayarla.
- Adjust the setting of the alarm clock.
Bu sabah alarmlı saatim çalmadı.
- My alarm clock didn't go off this morning.
Tom, hırsız alarmı çalmaya başlamış olsa bile gazete okumaya devam etti.
- Tom continued reading the newspaper even though the burglar alarm had gone off.
Tom gece gittiğinde hırsız alarmını açar.
- When Tom leaves at night, he turns on the burglar alarm.
Yangın alarmımız annem mutfakta yemek pişiriyorken bazen çalar.
- Our fire alarm sometimes goes off when my mother is cooking something in the kitchen.
Tom yangın alarmının çaldığını duyduğunda şarkı söylemeyi durdurdu.
- Tom stopped singing when he heard the fire alarm go off.
Çok fazla panik olmayın.
- Don't be too alarmed.
Biz oldukça panik haldeydik.
- We were quite alarmed.
Tom kesinlikle paniğe kapılmış görünmüyordu.
- Tom certainly didn't sound alarmed.
Biz hepimiz biraz paniğe kapılmıştık.
- We were all a little alarmed.
Onu çok korkutucu buldum.
- I found that very alarming.
Varoşlardan korkutucu haber geldi.
- Alarming news came from the suburbs.
Tom yangın alarmının çaldığını duyduğunda şarkı söylemeyi durdurdu.
- Tom stopped singing when he heard the fire alarm go off.
Tom yangın alarmınıı çekti.
- Tom pulled the fire alarm.
The clockradio is a friendlier version of the cold alarm by the bedside.
Alarm and resentment spread throughout the camp. --Thomas Babington Macaulay.
You should set the alarm on your watch to go off at seven o'clock.
Arming to answer in a night alarm. --Shakespeare.
Thy palace fill with insults and alarms. --Alexander Pope.
I only got a glimpse of him, but alarm bells went off. He wasn't rushing over to give me a pat on the back for stopping to help.
This door is alarmed.
I'm extremely alarmed about the army outside my house.
Alarmingly, he went into a severe sneezing fit.
He sneezed alarmingly.
He went into an alarmingly severe sneezing fit.
The soldiers were on the alert.
- Askerler alarmdaydılar.
They have already been alerted.
- Onlar şimdiden alarma geçirildi.
... Imagine the new ways you'll be able to deliver notifications. You can build an alarm clock ...
... such as lights, alarm clocks, thermostats, dishwashers, et cetera. ...