In addition many groups have been formed so that the elderly can socialize with one another and remain active participants in American life.
- Ek olarak yaşlılar birbirleriyle sosyalleşebilsin ve Amerikan hayatının aktif üyeleri olarak kalabilsinler diye birçok topluluk kurulmuştur.
I am sure you will take an active role in your new position.
- Ben, yeni görevinde aktif bir rol alacağından eminim.
She activated an account.
- O bir hesabı aktif hale getirdi.
You will receive a confirmation email after your account has been activated by an administrator.
- Bir yönetici hesabınızı aktif ettikten sonra onay e-postası alacaksınız.