aksilikler

Türkisch - Englisch

Definition von aksilikler im Türkisch Englisch wörterbuch

There are various problems that have evolved that are popularly cited by name Click here to see those that are in this glossary

Problems, as may be indicated in a course title, implies that the course will identify, examine, and perhaps resolve one or several problems that may actually exist, or that may be artificially created for the purpose of requiring students to experience problem identification and solution "Problems" courses are often graduate level experiences for Plan B papers, but may also be offered at a lower level to introduce students to problem-solving experiences early, or to confront students with the problems that exist in their chosen fields, or in society and the world in general The main concern is that the course should concentrate on a problem, or problems, in depth

9 6, 9 9, 9 13, 9 26, 9 30, 9 35, 9 39, 9 41, 9 43, 9 48a, 9 49a, 9 57a, 9 80, 9 91, 9 98

plural of problem

His response was contrary to our expectations. - Onun cevabı beklentilerimizin aksineydi.

And yet, the contrary is always true as well. - Ne var ki aksi de her zaman doğrudur.

Misfortunes never come singly. - Aksilikler asla tek başlarına gelmezler.

You should go in the opposite direction. - Aksi yöne gitmen gerekir.

{s} adverse

Aksilikler hep üst üste gelir

(Atasözü) It never rains but pours

{s} gruff

I had a small mishap. - Küçük bir aksilik yaşadım.

Don't be so perverse! - O kadar aksi huylu olma!

On the days he doesn't take a nap, he's bad tempered. - Şekerleme yapmadığı günlerde aksi olur.

{s} cross

{s} moody

{i} hitch

Everything worked without a hitch. - Bir aksilik olmadan her şey çalıştı.

I was ill, otherwise I would have attended the meeting. - Ben hastaydım, aksi halde toplantıya katılırdım.

(Konuşma Dili) like a bear with a sore head

disagreeableness

(Ticaret) set back

cantankerousness

Why are you so cranky? - Neden bu kadar aksisin?

Red, as opposed to green, is a sign of danger. - Kırmızı yeşilin aksine bir tehlike işaretidir.

You must not be stubborn and should be friendly. - Aksi olmamalısın ve arkadaş canlısı olmalısın.

opposite, contrary; peevish, grumpy, cross, perverse, churlish, cantankerous, moody, crotchety

And yet, the contrary is always true as well. - Ne var ki aksi de her zaman doğrudur.

If you do that, it will only bring about a contrary effect. - Eğer bunu yaparsan,bu sadece aksi sonuçlar doğuracak.

No, unfortunately; on the contrary. - Hayır, ne yazık ki; aksine.

opposite: Aksi istikamette yol açıktı. There was no traffic in the opposite lane

peevish, irritable; perverse, contrary

adverse, negative

unfortunate (circumstance, situation)

She looks very young as against her husband. - Kocasının aksine çok genç görünüyor.

He became a singer against his parents wishes. - Anne babasının arzusunun aksine şarkıcı oldu.

inopportune, untimely

{s} shirty

{s} inverse

{s} unfavorable

{s} wrongheaded

{s} recalcitrant

{s} spleenful

{s} snuffy

{s} unfavourable

{s} doggish

{s} dour

{s} unhappy

{s} refractory

{s} evil

{s} tart

{s} fretful

{s} testy

{s} surly

{s} fractious

{s} sullen

mishap, misfortune, hitch; peevishness, crossness, obstinacy, perversity

an unfortunate incident, misfortune, hitch

crossness, obstinacy, peevishness

{i} setback

There will be setbacks and false starts. - Aksilikler ve hatalı başlangıçlar olacak.

I don't think this is a setback. - Bunun bir aksilik olduğunu sanmıyorum.

{i} sullenness

{i} tantrum

{i} vexatiousness

{i} surliness

{i} testiness

Türkisch - Türkisch

Definition von aksilikler im Türkisch Türkisch wörterbuch
aksi: Uygun olmayan: "Kusura bakma abla! Aksi zamana rastladı
aksi: Gazozları yetiştiremedik."- A. K. Tecer. İnatçı, hırçın, huysuz: "Ben bu aşçı kadar çılgın ve aksi insan görmedim."- R. N. Güntekin
aksi: Ters, zıt, karşıt, olumsuz, menfi: "Salıncağın ipini sallandığı istikametin aksine çekti."- O. C. Kaygılı
aksi: İnatçı, hırçın, huysuz
aksi: Ters, zıt, karşıt, olumsuz, menfi
aksi: Uygun olmayan
aksilik: Bir işin yolunda gitmemesi durumu, uygunsuzluk, elverişsizlik: "Dönmeyi kararlaştırmış da olsa, bir aksilik, mutlaka bir aksilik, benim saadetime engel olacaktı."- T. Buğra
aksilik: Terslik, zıtlık, karşıtlık. İnatçılık, huysuzluk
aksilik: Terslik, inatçılık, huysuzluk
aksilik: Bir işin yolunda gitmemesi durumu, uygunsuzluk, elverişsizlik

aksilikler

Silbentrennung

ak·si·lik·ler

Resimler

Google Resimler

Historie

aksilikler

Favoriten

iOS

Android

Windows

Blog

Über uns

Kontakt

© 1999-2024 Sesli Sözlük™

20 dilde online sözlük. 20 milyondan fazla sözcük ve anlamı üç farklı aksanda dinleme seçeneği. Cümle ve Videolar ile zenginleştirilmiş içerik. Etimoloji, Eş ve Zıt anlamlar, kelime okunuşları ve günün kelimesi. Yazım Türkçeleştirici ile hatalı Türkçe metinleri düzeltme. iOS, Android ve Windows mobil platformlarda online ve offline sözlük programları. Sesli Sözlük garantisinde Profesyonel çeviri hizmetleri. İngilizce kelime haznenizi arttıracak kelime oyunları. Ayarlar bölümünü kullarak çevirisini görmek istediğiniz sözlükleri seçme ve aynı zamanda sözlüklerin gösterim sırasını ayarlama imkanı. Kelimelerin seslendirilişini otomatik dinlemek için ayarlardan isteğiniz aksanı seçebilirsiniz.