aklı başında

listen to the pronunciation of aklı başında
Türkisch - Englisch
in one's right mind, sane, rational, sensible
in one's right mind
balanced
(deyim) cool and collected
sensible
in his right mind
amenable
all there

Ever since she fell in the kitchen, she hasn't been all there. - O mutfakta düştüğünden beri aklı başında değil.

lucid
sane

How can you tell who's sane and who's insane? - Kimin aklı başında olduğunu ve kimin delirmiş olduğunu nasıl söyleyebilirsin?

Tom is sane, isn't he? - Tom aklı başında, değil mi?

steady
rational

Tom is not a rational guy. - Tom aklı başında bir adam değil.

right

Tom isn't in his right mind. - Tom'un aklı başında değil.

No one in their right mind would walk in those woods at night. - Aklı başında hiç kimse gece şu ormanda yürümez.

philosophical
right in one's head
sober-minded
down to earth
sober minded
compos mentis
level headed
{s} judicious
colleeted
of sound mind
levelheaded
{s} sedate
{s} collected

Tom was calm and collected. - Tom sakin ve aklı başındaydı.

Tom's cool, calm, and collected, even under pressure. - Tom, baskı altındayken bile soğukkanlı, sakin ve aklı başında.

deliberate
clear headed
aklı başında olmak
Be in one's right senses, be in one's right mind
aklı başında biri olmak
to have a good head on one's shoulders
aklı başında olma
collectedness
aklı başında olma
collectivity
aklı başında olma
sanity
aklı başında olmak
be in one's right senses
aklı başında olmak
be in one's right mind
aklı başında olmak
to be in one's right mind, to have both one's feet on the ground
aklı başında olmamak
be out of one's senses
aklıbaşında
balanced
sakin ve aklı başında
calm and collected
Türkisch - Türkisch
Sürekli akıllı davranan
Doğru dürüst, kusursuz