akciğerler

listen to the pronunciation of akciğerler
Türkisch - Englisch
lungs

Marilla had problems with her lungs. - Marilla'nın, akciğerleri ile ilgili sorunları vardı.

Smoking does damage your lungs. - Sigara içmek akciğerlerinize zarar verir.

{n} the lights, the parts for breathing
A pair of two spongy organs that remove carbon dioxide from the blood and provide it with oxygen The lungs can be donated and transplanted
Organ in body responsible for breathing
Organs which allow animals to get oxygen from air
Organs used to take oxygen out of the air and put waste carbon dioxide into the air
plural of lung
The two organs of respiration that bring air and blood into close contact so that oxygen can be added to and carbon dioxide removed from the blood
rain forests are called the lungs of the earth, since they are the greatest producers of oxygen
The lungs help us to breath
Two spongy organs contained within the chest, and responsible for respiration and the delivery of oxygen into the bloodstream
akciğer
{i} lung

He died of lung cancer. - O akciğer kanserinden öldü.

The patient's lung tissue was damaged from years of working in a coal mine. - Bir kömür madeninde yıllarca çalışmaktan hastanın akciğer dokusu hasar gördü.

akciğer
lungs

The lungs are situated in the thoracic cage. - Akciğerler göğüs kafesinde bulunur.

Inside the chest, there are the heart and the lungs. - Göğüs içinde, kalp ve akciğerler vardır.

akciğer
pulmonary
akciğer
to lung
Akciğer
(Tıp) pulmo
akciğer
lungs; pulmonary
akciğer
of or pertaining to the lungs
akciğer
lungs; bellows
akciğer
pulmonic
akciğer
{i} bellows
Türkisch - Türkisch

Definition von akciğerler im Türkisch Türkisch wörterbuch

AKCİĞER
(Osmanlı Dönemi) Göğüs boşluğunu dolduran ve solunmağa yarayan bir organ. Ree
Akciğer
ftizi
Akciğer
rie
akciğer
Bronşçukların son bölümü
akciğer
Göğüs kafesinin büyük bir bölümünü içten kaplayan, kanı temizleyen, sağlı sollu iki parçadan oluşan solunum organı
akciğer
(Osmanlı Dönemi) ree
akciğerler
Favoriten