He is by far the cleverest student in the class.
- O,açık ara farkla sınıfın en akıllı öğrencisidir.
A dog is a clever animal.
- Köpek akıllı bir hayvandır.
She is older and wiser now.
- O,şimdi daha yaşlı ve daha akıllıdır.
She is very beautiful, and what is more, very wise.
- O çok güzeldir, daha neyse çok akıllıcadır.
Don't you think the dog is smart?
- Köpeğin akıllı olduğunu düşünmüyor musun?
He's smarter than her.
- O ondan daha akıllıdır.
A very brief warning or explanation is enough for an intelligent person.
- Çok kısa bir uyarı veya açıklama akıllı bir kişi için yeterlidir.
Susan, Juan's sister, is very intelligent.
- Juan'ın kız kardeşi Susan çok akıllı.
Better to be a happy fool than an unhappy sage.
- Mutsuz bir akıllı olmaktansa mutlu bir aptal olmak daha iyidir.
An astute reader should be willing to weigh everything they read, including anonymous sources.
- Akıllı bir okuyucu, anonim kaynaklar dahil, okudukları her şeyi tartmak için istekli olmalıdır.
Lincoln was a good politician and a smart lawyer.
- Lincoln iyi bir siyasetçi ve akıllı bir avukattı.
He was a very smart lawyer and politician.
- O çok akıllı bir avukat ve politikacıdır.
Tom said that Mary was bright.
- Tom Mary'nin akıllı olduğunu söyledi.
You're brighter than most of Tom's friends.
- Tom'un arkadaşlarının çoğundan daha akıllısın.
I'm the last sane man in the world.
- Ben dünyadaki son akıllı adamım.
Tom is really smart and also kind of cute.
- Tom gerçekten akıllı ve aynı zamanda sevimli sayılır.
Jack is a lot wiser than anybody else.
- Jack başka herhangi birinden daha akıllıdır.
Old people aren't always wiser than young people.
- Yaşlı insanlar her zaman gençlerden daha akıllı değildir.
Most of the women credit card holders are judicious in using their cards.
- Kadın kredi kartı sahiplerinin çoğu, kartlarını akıllıca kullanır.
Someone famous said that imagination is more important than intelligence.
- Ünlü biri hayal akıldan daha önemlidir dedi.
So many men, so many minds.
- Çok sayıda insan çok sayıda akıl.
One should bear in mind that time is money.
- İnsan paranın zaman olduğunu akılda tutmalıdır.
She knows better than to argue with him.
- O, onunla tartışmayacak kadar akıllıdır.
All human beings are born free and equal in dignity and rights. They are endowed with reason and conscience and should act towards one another in a spirit of brotherhood.
- Tüm insanlar özgür, şeref ve haklar bakımından eşit doğar. Akıl ve vicdana sahiplerdir ve birbirlerine karşı kardeşlik ruhuyla hareket etmelidir.
This reasoning is really insane.
- Bu akıl yürütme gerçekten delice.
All human beings are born free and equal in dignity and rights. They are endowed with reason and conscience and should act towards one another in a spirit of brotherhood.
- Tüm insanlar özgür, şeref ve haklar bakımından eşit doğar. Akıl ve vicdana sahiplerdir ve birbirlerine karşı kardeşlik ruhuyla hareket etmelidir.
The brain is the center of every mind, soul, and muscle energy.
- Beyin her akıl, ruh ve kas enerjisinin merkezidir.
Who is the brains of this operation?
- Bu operasonun akıl hocaları kimdi?
Tom was sent to a mental hospital.
- Tom bir akıl hastanesine gönderildi.
She was sent to a mental hospital.
- Akıl hastanesine gönderildi.
He was wise enough to take her advice.
- Ondan tavsiye alacak kadar akıllıydı.
Sami was smart enough to listen to Layla's advice.
- Sami, Leyla'nın tavsiyesini dinleyecek kadar akıllıydı.
My ideal woman is shapely, intelligent and a polyglot.
- Benim ideal kadınım, düzgün, akıllı ve çok dillidir.
Actually that's a smart idea.
- Aslında o akıllıca bir fikir.
Health and intellect are the two blessings of life.
- Sağlık ve akıl, hayatın iki nimetidir.
You've got a good head on your shoulders.
- Sen akıllı ve zeki birisin.
Use your head to save your heels.
- Akılsız başın cezasını ayaklar çekermiş.