I heard her speaking English as fluently as an American.
- Onun Amerikalı kadar akıcı bir biçimde İngilizce konuştuğunu duydum.
You seem to speak French fluently.
- Akıcı bir biçimde Fransızca konuşuyor gibi görünüyorsun.
He lived in Mexico, so he is able to speak Spanish fluently.