ajan

listen to the pronunciation of ajan
Türkisch - Englisch
agent

An efficient FBI agent does not make any bones about carrying out his duties. - Verimli bir FBI ajanı görevlerini yürütme hakkında bir şey söylemiyor.

EPO can be used as a blood doping agent. - Eritropoietin kan doping ajanı olarak da kullanılabilir.

spy

If you were a spy trying to pass as a native speaker and said it that way, you'd likely get caught. - Ana dilini konuşan biri olarak geçmeye çalışan bir ajan olsan ve o şekilde konuşsan, büyük olasılıkla yakalanırsın.

Watch out! A police spy is snooping around. - Dikkat et! Bir polis ajan etrafı gözetliyor.

operative
intelligencer
secret agent

Tom is a secret agent. - Tom gizli bir ajandır.

secret agent, spy
agent, secret agent " casus; agent, representative" temsilci
spook (Slang)
gumshoe
agent, representative
agent of
{i} courier
mole
{i} spook
{i} infiltrator
ajan temelli
(Tıp) agent-based
ajan şebekesi
(Askeri) agent net
ajan algılayıcı kit
(Çevre) agent detector kit
ajan bz
(Tıp) agent bz
ajan ga
(Tıp) agent ga
ajan gb
(Tıp) agent gb
ajan gd
(Tıp) agent gd
ajan h
(Tıp) agent h
ajan l
(Tıp) agent l
ajan operasyon bölgesi
(Tıp) agent operating area
ajan provokatör
agent provocateur
ajan temelli sistem
(Tıp) multi-agent system
ajan vx
(Tıp) agent vx
ajan öyküleri
spy stories
ajanlar
spies
biyolojik ajan
(Biyoloji) biological agent
gizli ajan
agent
ikili ajan
(Askeri) dual agent
kimyasal ajan
chemical agent
aktif ajan
(Tıp) hot agent
federal ajan
G-man
gizli ajan
confidential agent
gizli ajan
secret agent, agent
gizli ajan
(Hukuk) undercover agent
gizli ajan
secret agent
kışkırtıcı ajan
agent provocateur
provokatör ajan
agent provocateur
sorumlu özel ajan; destek sınıfları koordinatörü
(Askeri) special agent in charge; supporting arms coordinator
tiroid baskılayıcı ajan
(Tıp) thyroid blocking agent
viral ajan
(Biyoloji) viral agent
çift taraflı ajan
double agent
Türkisch - Türkisch
(Osmanlı Dönemi) Gizli vazifeli olan kişi
(Osmanlı Dönemi) Fr. Bir şahsın, bir şirketin veya bir devletin bazı işlerini gören kimse
Bir kimsenin, bir ortaklığın veya bir devletin bazı işlerini gören kimse, iş görevlisi, temsilci
Bir devlet veya kuruluşun gizli amaçları için çalışan kimse, casus
Gizli görevli
ajan provokatör
Kışkırtıcı ajan
kışkırtıcı ajan
İnsanları, bazı suçları işlemeye sürüklemekle görevli kimse
ajan
Favoriten