airburst

listen to the pronunciation of airburst
Englisch - Türkisch

Definition von airburst im Englisch Türkisch wörterbuch

airburst ranging
(Askeri) YÜKSEK PARALANMA İLE TANZİM: Bak. "high burst ranging" ve "high-burst registration"
atomic airburst
(Askeri) ATOMUN HAVADA PARALANMASI; ATOM PARALANMASI: Bak. "nuclear airburst"
high airburst
(Askeri) YÜKSEKTE İNFİLAK: Yumuşak hedefler üzerinde zayiatı veya zararı arttıran bir nükleer silahın güvenli serpinti infilak yüksekliği veya gerçek yer sıfırında radyasyon kirlenmesinin azalması
low airburst
(Askeri) ALÇAK İRTİFADA NÜKLEER İNFİLAK: Nükleer bir silahın kara hedefleri üzerinde azami hasara veya zayiata neden olacak yükseklikte patlaması
nuclear airburst
(Askeri) HAVADA NÜKLEER İNFİLAK: Bir nükleer silahın havada, ateş topu azami yarı çapından daha büyük yükseklikte infilakı. Bak. "type of burst", "airburst", "surface burst" "nuclear underground burst", "nuclear underwater burst". NUCLEAR, BIOLOGICAL, CHEMICAL AREA OF OBSERVATION: NÜKLEER, BİYOLOJİK, KİMYASAL GÖZETLEME BÖLGESİ: Bir ordu, ordular grubu veya bir müttefik kuvvet sorumluluk bölgesiyle kıyaslanabilecek muhtelif nükleer, biyolojik ve kimyasal gözetleme bölgelerini ihtiva eden bir coğrafik bölge
Englisch - Englisch
The explosion of a bomb or similar weapon in the air rather than on the ground
an explosion in the atmosphere
{i} explosion of bomb or ammunition in the air
nuclear airburst
the explosion of a nuclear weapon at such an altitude that the fireball remains above the ground
airburst
Favoriten