Amaçsızca yürümekten hoşlanırım.
- I like to walk aimlessly.
Caddede amaçsızca gezindim.
- I walked about aimlessly on the street.
Sadece şöhreti hedeflemek yanlıştır.
- It is wrong to aim at fame only.
Dilbilim dili tanımlamayı amaçlayan bilim dalıdır.
- Linguistics is the discipline which aims to describe language.
Biz her zaman servis kalitesinde iyileştirmeyi amaçlıyoruz.
- We are always aiming at improving the quality of service.
Siz hangi üniversiteyi hedefliyorsunuz?
- Which college are you aiming for?
John onu vurduğunda, Tom silahını Mary'ye hedefliyordu.
- Tom was aiming his pistol at Mary when John shot him.
Amaçsızca yürümekten hoşlanırım.
- I like to walk aimlessly.
Alışveriş bölgesinde amaçsızca dolaştık.
- We wandered aimlessly around the shopping district.
Sadece şöhreti hedeflemek yanlıştır.
- It is wrong to aim at fame only.
Silahımla bir ayıya asla nişan almadım.
- I have never aimed at a bear with my rifle.
Eğitim potansiyel yeteneklerini geliştirmeyi amaçlamaktadır.
- Education aims to develop potential abilities.
Onlar toplumlarda huzursuzluk çıkarmayı amaçlamaktadır.
- They aim to stir unease in societies.
Hedeflerimizi her zaman yüksek tutmalıyız.
- We must always aim high.
Yeterince yüksek hedeflemiyorsun.
- You're not aiming high enough.
Biz tüm amaçlarımıza ulaştık.
- We have achieved all our aims.
O bir aktrist olmayı amaçladı.
- She aimed to become an actress.
He wandered aimlessly through the crowd.
an aimless life.