O zamandan beri, gözlerindeki sonsuz gecede amaçsızca dolaştım.
- Ever since, I've wandered aimlessly in the everlasting night of your eyes.
Yapacak eğlenceli bir şey bulmayı amaçsızca merak ediyorum.
- I wondered aimlessly to find something fun to do.
Sadece şöhreti hedeflemek yanlıştır.
- It is wrong to aim at fame only.
O bir aktrist olmayı amaçladı.
- She aimed to become an actress.
Dilbilim dili tanımlamayı amaçlayan bilim dalıdır.
- Linguistics is the discipline which aims to describe language.
Ülke ithalatını azaltmayı hedefliyor.
- The country is aiming at decreasing its imports.
Barack Obama, nükleer silahlarla ilgili uluslararası bir yasaklamayı hedefliyor, fakat tüm savaşlarda onlara karşı değil.
- Barack Obama is aiming for an international ban on nuclear weapons, but is not against them in all wars.
Amaçsızca yürümekten hoşlanırım.
- I like to walk aimlessly.
Yapacak eğlenceli bir şey bulmayı amaçsızca merak ediyorum.
- I wondered aimlessly to find something fun to do.
Sadece şöhreti hedeflemek yanlıştır.
- It is wrong to aim at fame only.
Silahımla bir ayıya asla nişan almadım.
- I have never aimed at a bear with my rifle.
Eğitim potansiyel yeteneklerini geliştirmeyi amaçlamaktadır.
- Education aims to develop potential abilities.
Onlar toplumlarda huzursuzluk çıkarmayı amaçlamaktadır.
- They aim to stir unease in societies.
Yeterince yüksek hedeflemiyorsun.
- You're not aiming high enough.
O, hedeflediğimiz şey.
- That's what we're aiming for.
Bu metin yeni başlayanlar için amaçlanmıştır.
- This text is aimed at beginners.
Eğitim potansiyel yeteneklerini geliştirmeyi amaçlamaktadır.
- Education aims to develop potential abilities.
He wandered aimlessly through the crowd.
an aimless life.