I am surprised that your family has a Japanese car.
- Ailenizin bir Japon arabasına sahip olduğuna şaşırdım.
Practically every family has a TV.
- Neredeyse her ailede televizyon var.
What's your favorite oldies song?
- Favori aile şarkın nedir?
Sami was arrested for domestic violence six times.
- Sami aile içi şiddet nedeniyle altı kez tutuklandı.
Tom was an expert in domestic abuse.
- Tom aile içi istismar konusunda uzmandı.
By example, parents should teach their children kindness.
- Aileler çocuklarına örnek ile kibarlığı öğretmeli.
I'm going to go to the United Kingdom to see my parents.
- Ailemi görmek için Birleşik Krallık'a gidiyorum.
Sami had a good relationship with his family.
- Sami'nin, ailesiyle iyi bir ilişkisi vardı.
Her parents didn't approve of her relationship with him.
- Ailesi onun onunla olan ilişkisi onaylamadı.
Tom's expensive tastes put a strain on the family's finances.
- Tom'un pahalı zevkleri ailenin mali durumuna bir yük oluyordu.
How do you spell your family name?
- Aile adınızı nasıl hecelersiniz?
What's the spelling of your family name?
- Aile adınızın yazılımı nasıl?
Dr. Jackson is our family doctor.
- Dr. Jackson aile doktorumuzdur.
You'd better go to see your family doctor at once.
- Derhal aile doktorunla görüşmeye gitmelisin.
Monopoly is a popular game for families to play.
- Monopoly ailelerin oynaması için popüler bir oyun.
Families began to have fewer and fewer children.
- Aileler gittikçe daha az çocuk sahibi olmaya başladı.
The nuclear family is a young prejudice; in fact, families have only been built around the few immediate members in the last 50 or 60 years of relative wealth.
- Çekirdek aile genç bir önyargıdır; aslında, aileler sadece göreli zenginliğin son 50 ya da 60 yılı içinde birkaç yakın üyenin etrafında inşa edilmiştir.