Erken kalkmak istemedim.
- I didn't want to get up early.
Anne her zaman sabahları erken kalkar.
- Mother always gets up early in the morning.
İlkbaharda herkes erken kalkar.
- In spring, everyone wakes up early.
Bill çok erken kalktı ve ilk treni yakaladı.
- Bill got up so early that he caught the first train.
Eskiden bir gece kuşuydum fakat şimdi bir erken kalkanım.
- I used to be a night owl, but now I'm an early riser.
Birçok eski araba direksiyon yerine yeke kullanırdı.
- Many early cars used a tiller instead of a steering wheel.
Bütün vakitsiz açan çiçekler soğuktan yandı.
- All the early flowers were bitten by the frost.
Biz erken bir başlangıç yaptık.
- We got an early start.
Tom ertesi gün erken bir başlangıç yapması nedeniyle erken yatmaya gitti.
- Tom went to bed early because he had an early start the next day.