Uzun zaman önce, burada bir köprü vardı.
- A long time ago, there was a bridge here.
Marilyn Monroe, 33 yıl önce öldü.
- Marilyn Monroe died 33 years ago.
Ben bir süre önce bu şarkıyı dinledim.
- I have heard of this song some time ago.
Onu bir süre önce buldum.
- I found it some time ago.
Uzun süre önce o filmi izledim.
- I have seen that film long ago.
Uzun süre önce o filmi izledim.
- I saw that film long ago.
O, yıllar önce ondan kitabı ödünç aldı ve onu henüz iade etmedi.
- She borrowed the book from him many years ago and hasn't yet returned it.
Yıllar önce, ben Hiroşima'nın merkezini ziyaret ettim.
- Many years ago, I visited the center of Hiroshima.
Oksijensiz bütün hayvanlar uzun zaman önce gözden kaybolurdu.
- Without oxygen, all animals would have disappeared long ago.
Ben, o filmi uzun zaman önce izledim.
- I have seen that film long ago.
in days ago/in days agone.
gone long ago.
There was a Roman fort here long ago.
... Early on, almost a year ago, I went to a network. ...
... 1 00,000 years ago, man can move. ...