Yıllar önce orada bir kale vardı.
- There was a castle here many years ago.
Onu ben iki yıl önce bir yerde gördüm.
- I saw her somewhere two years ago.
Onu bir süre önce buldum.
- I found it some time ago.
Ben bir süre önce bu şarkıyı dinledim.
- I have heard of this song some time ago.
Uzun süre önce o filmi izledim.
- I saw that film long ago.
Tom bunu uzun süre önce yapmalıydı.
- Tom should've done that long ago.
Her nezaman böyle güzel bir yağmurumuz olsa, ben yıllar öncesini, ikimizi hatırlıyorum.
- Whenever we have such lovely rain, I recall the two of us, several years ago.
O, yıllar önce ondan kitabı ödünç aldı ve onu henüz iade etmedi.
- She borrowed the book from him many years ago and hasn't yet returned it.
Onu uzun zaman önce yapmalıydı.
- He should have done that long ago.
Bu uzun zaman önce inşa edildi.
- This was built long ago.
in days ago/in days agone.
gone long ago.
There was a Roman fort here long ago.
... I literally started three weeks ago. ...
... ago, all of humanity was basically our farming or ...