Bu örümcek inanılmaz derecede agresif.
- This spider is incredibly aggressive.
O, iş dünyasında başarılı olmak için yeterince agresif değil.
- He is not aggressive enough to succeed in business.
Tom bazen çok saldırgandır ve tartışmaları başlatmayı sever.
- Tom sometimes is very aggressive and likes to start arguments.
Tom saldırgan görünüyor.
- Tom seems aggressive.
Daha atılgan olmaya çalıştım.
- I tried to be more aggressive.
Girişken olmak zorundaydım.
- I had to be aggressive.
Girişken bir eylem planına ihtiyacımız var.
- We need an aggressive plan of action.
an aggressive policy, war, person, nation.