aged pronounced for meaning 1., and for meanings

Englisch - Türkisch

Definition von aged pronounced for meaning 1., and for meanings im Englisch Türkisch wörterbuch

Relevante Übersetzungen

aged

çok yaşlı

aged

ihtiyar

aged

{f} yaşlan

Tom biraz yaşlanmadı. - Tom hasn't aged one bit.

Bakım onu çabuk yaşlandırdı. - Care aged him quickly.

aged

Eskimiş, eskitilmiş

aged

{s} (ey'cîd) yıllanmış; eski

aged

{s} (eycd) yaşında: a girl aged four dört yaşında bir kız

aged

(sıfat) yaşında, yaşlı, ihtiyar, yıllanmış, kocamış

aged

{s} yaşında

Dört buçuk yaşında yüzmeyi öğrendim. - I learned to swim aged four and a half.

Fadıl, 76 yaşında doğal nedenlerden dolayı hapishanede öldü. - Fadil died in prison, aged 76, of natural causes.

aged

{s} (ey'cîd) yaşlı, ihtiyar

aged

{s} kocamış

aged

{s} yıllanmış

aged

yıllanmış/yaşça/yaşlı

Englisch - Englisch

Definition von aged pronounced for meaning 1., and for meanings im Englisch Englisch wörterbuch

aged

Relevante Übersetzungen

Pronounced for meaning

chamois

Silbentrennung

a·ged pro·nounced for mean·ing 1., and for meanings