Dört buçuk yaşında yüzmeyi öğrendim.
- I learned to swim aged four and a half.
O, on yedi yaşındadır.
- She is aged seventeen.
Sen bir günde yaşlanmadın.
- You haven't aged a day.
Endişeler onu hızla yaşlandırdı.
- Worries aged him rapidly.
Orta yaşlı adam tecavüz ile suçlandı.
- The middle aged man was charged with assault.
Spiker orta yaşlıdır.
- The speaker is middle-aged.
O, orta yaşlı şişman bir kadındır.
- She's a middle-aged fat woman.
Aged 18, he had no idea what would happen next.