Yeni kontratı Tom'a imzalattım.
- I got Tom to sign the new contract.
Reagan Kontralar için askeri yardım istedi.
- Reagan asked for military aid for the Contras.
Resim bunun aksine renkli.
- The picture is colorful in contrast with this one.
Birçok söylentinin aksine, ben her şeyi bilmiyorum.
- In contrast to many rumours, I don't know everything.
Bob'a kalırsa, bir şey dönüyor. Buna karşılık, Jane çok dikkatli.
- As far as Bob is concerned, anything goes. By contrast, Jane is very cautious.
Düne karşın,bugün hiç sıcak değil.
- In contrast to yesterday, it isn't hot at all today.
Ne var ki aksi de her zaman doğrudur.
- And yet, the contrary is always true as well.
Mary fakir değildir. Aksine, o oldukça zengindir.
- Mary is not poor. On the contrary, she is quite rich.
Hiçbir karşıt kanıt yoktur.
- There is no evidence to the contrary.