I'm sorry, could you say that again?
- Affedersiniz, onu tekrar söyler misiniz?
I'm sorry, but I didn't catch what you said.
- Affedersiniz fakat söylediğinizi anlamadım.
Excuse me, but I feel sick.
- Affedersiniz, ama hasta hissediyorum.
Excuse me. Who are you?
- Affedersiniz. Siz kimsiniz?
I'm sorry, but I didn't catch what you said.
- Affedersiniz fakat söylediğinizi anlamadım.
Sorry, but that's not what I ordered.
- Affedersiniz ama bu sipariş ettiğim şey değil.
Excuse me, can you tell me how to get to Central Park?
- Affedersiniz, Central Park'a nasıl gidebileceğimi bana söyleyebilir misiniz?
Excuse me, is there a toilet nearby?
- Affedersiniz, yakında bir tuvalet var mı?
Pardon me, but that is my racket.
- Affedersiniz, ama o benim raketim.
Pardon me, I came in because I thought the room was free.
- Affedersiniz, boş olduğunu düşündüğüm için odaya girdim.