O iki kere düşünmezdi.
- He wouldn't have thought twice.
İki kere ölç, bir kere kes.
- Measure twice, cut once!
Benim iki katım kadar yaşlıdır.
- He is twice as old as I.
Erkek kardeşim benim yediğimin iki katı kadar yemek yiyor.
- My brother eats twice as much as I do.
İki kez evlendi ve yirmiden fazla çocuğu oldu.
- He married twice and had more than 20 children.
Almanca dersleri haftada iki kez yapılmaktadır- Pazartesi ve Çarşamba günleri.
- German classes are held twice a week - on Mondays and Wednesdays.
Uçak havalandıktan sonra havaalanı etrafında iki defa dolandı.
- The plane circled the airport twice after taking off.
İki defa aynı hatayı yaptı.
- He has made the same mistake twice.