İngilizce uluslararası bir izleyici kitlesiyle konuşurken, oldukça sık tercih edilen bir dildir.
- English is quite often the language of choice when speaking to an international audience.
Heyecanlı izleyici konser salonuna koştu.
- The excited audience ran into the concert hall.
Seyirciler sıkılmış görünüyordu.
- The audience looked bored.
Seyircilerin hepsi yabancıydı.
- The audience were all foreigners.
Tom izleyicilere gülümsedi ve eğilerek selam verdi.
- Tom smiled at the audience and took a bow.
İzleyicilerin yaklaşık yarısı kadındı.
- Around half of the audience were female.
Konuşması dinleyicileri derinden etkiledi.
- His speech deeply affected the audience.
Konuşmacı mesajını dinleyicilere anlatamadı.
- The lecturer couldn't get his message across to the audience.
Romancı büyük bir okuyucu kitlesiyle konuştu.
- The novelist talked to a large audience.
Tom geniş kitlenin önünde konuşma yapmaktan hoşlanmaz.
- Tom really does detest giving speeches in front of large audiences.
Öfkesini dinleyiciden sakladı.
- He concealed his anger from the audience.
Konuşması dinleyicileri derinden etkiledi.
- His speech deeply affected the audience.
Romancı büyük bir okuyucu kitlesiyle konuştu.
- The novelist talked to a large audience.