Bana kayıtlarına giriş izni verdi.
- She gave me access to her records.
Polis yola girişi kısıtladı.
- The police restricted access to the road.
Tüm öğrencilerin kütüphaneye erişimi var.
- All students have access to the library.
Onun belgelere erişim hakkı vardı.
- He had access to the papers.
Kablo olmadan internete ulaşmak mümkündür.
- It is possible to access the Internet without a wire.
Havaalanına kolay erişimi olan bir yerde kalalım.
- Let's stay somewhere with easy airport access.
Nedense benim e-postama erişemedim.
- For some reason I couldn't access my e-mail.