Tom hayranlıkla gülümsedi.
- Tom smiled admiringly.
Tom hayranlıkla izledi.
- Tom watched admiringly.
Tom'un sabrına hayran olmaktan kendimi alamadım.
- I couldn't help but admire Tom's perseverance.
Onun cesaretini takdir etmekten başka bir şey yapamazsın.
- You can't do anything other than admire his courage.
Onun cesaretini takdir etmekten başka bir şey yapamazsın.
- You can't do anything other than admire his courage.
Seni her zaman çok takdir ettim.
- I've always admired you a lot.
Benim yeni arabana hayran olmamam elimde değil.
- I cannot help admiring your new car.
Bizim onun yeteneğine hayran olmamamız elimizde değil.
- We cannot help admiring his talent.
Tom Mary'nin cesaretine hayran oldu.
- Tom admired Mary's courage.
Kendisi en hayran olduğum romancıdır.
- He is the novelist whom I admire most.
The poor fellow, admiring how he came there, was served in state all day long .