Tom, kamyon yeni arabama çarptığı zaman ona hayran oluyordu.
- Tom was admiring my new car at the time the truck crashed into it.
Ona hayran olmak elimde değildi.
- I couldn't help admiring him.
Tom'un sabrına hayran olmaktan kendimi alamadım.
- I couldn't help but admire Tom's perseverance.
Onun cesaretini takdir etmekten başka bir şey yapamazsın.
- You can't do anything other than admire his courage.
Seni her zaman çok takdir ettim.
- I've always admired you a lot.
Onun cesaretini takdir etmekten başka bir şey yapamazsın.
- You can't do anything other than admire his courage.
Tom Mary'nin cesaretine hayran oldu.
- Tom admired Mary's courage.
Kendisi en hayran olduğum romancıdır.
- He is the novelist whom I admire most.
Tom hayranlıkla gülümsedi.
- Tom smiled admiringly.
Tom hayranlıkla izledi.
- Tom watched admiringly.
The poor fellow, admiring how he came there, was served in state all day long .