adj umum

listen to the pronunciation of adj umum
Englisch - Englisch
common
Englisch - Türkisch

Definition von adj umum im Englisch Türkisch wörterbuch

common
müşterek

Tom ve Mary'nin müştereken şaşırtıcı bir şeyi var. - Tom and Mary have something surprising in common.

Buna müştereken sahibiz. - We have that in common.

common
yaygın

Sigara içen insanların sayısı artıyor, bu yüzden kanser yakında ölümün en yaygın nedeni olacak. - The number of people who smoke is increasing, so cancer will soon be the most common cause of death.

ABD'de, insanların nakit ödeme yerine bir çek yazmaları yaygındır. - In the U.S., it is common for people to write a check instead of paying cash.

common
{s} ortak

Ortak çıkarları için birlikte çalışmaktaydılar. - They had been working together for common interests.

Birçok Asyalının ortak dili İngilizce'dir. - The common language of many Asians is English.

common
{s} genel

Ökseotu genelde Noel dekorasyonu olarak kullanılır. - Mistletoe is commonly used as a Christmas decoration.

Antibiyotikler genellikle enzimatik inhibitörlerdir. - Antibiotics are commonly enzymatic inhibitors.

common
sıkça rastlanan
common
{i} halka açık yer
common
kamusal
common
çok kullanılan

30 tane en çok kullanılan küfürlü kelimelerin listesini düzenledim. - I compiled a list of 30 of the most common dirty words.

common
halka açık yeşil alan
common
(adj) ortak
common
müşterek, ortak; beraber yapılan: common defense ortak savunma. common enemy ortak düşman. common grave ortak bir mezar. common prayer
common
{i} park
common
{i} meydan
common
umuma ait
common
common consent umumun rızası
common
{s} bayağı
common
(sıfat) ortak, müşterek, genel, yaygın; kaba saba, kaba, adi; sıradan, bilinen; bayağı, olağan, alışılagelmiş, alelâde
common
{s} kaba

Sodyum bikarbonat, yaygın olarak kabartma tozu olarak bilinir. - Sodium bicarbonate is commonly known as baking soda.

adj umum
Favoriten