Select Keyboard:
Türkçe ▾
  1. Türkçe
  2. English
  3. العربية
  4. Dansk
  5. Deutsch
  6. Ελληνικά
  7. Español
  8. فارسی
  9. Français
  10. Italiano
  11. Kurdî
  12. Nederlands
  13. Polski
  14. Português Brasileiro
  15. Português
  16. Русский
  17. Suomi
  18. Svenska
  19. 中文注音符号
  20. 中文仓颉输入法
X
"1234567890*-Bksp
Tabqwertyuıopğü,
CapsasdfghjklşiEnter
Shift<zxcvbnmöç.Shift
AltGr

adeta

listen to the pronunciation of adeta
Türkisch - Englisch
fairly
in fact
closely
nearly, almost; simply, merely
simply
so to say
so to speak

He is, so to speak, a fish out of water. - O, adeta, sudan çıkmış balık gibi.

almost; merely
nearly

Jules Verne's novels nearly gave the news from the future. - Jules Verne'in romanları adeta gelecekten haberler vermiştir.

virtually, all but ..., as good as; as it were; a veritable ...: deta evet demişti. He had all but assented. Saçları âdeta bir yele idi. Her hair was a veritable mane
almost

Tom almost looks like a girl. - Tom adeta bir kız gibi gözüküyor.

merely

They are merely different. - Onlar adeta farklılar.

virtually
kind of

Tom is kind of creepy. - Tom adeta tüyler ürpertici.

Türkisch - Türkisch
(Hukuk) Sanki; bayağı; basbayağı
(Osmanlı Dönemi) Âdet olduğu üzere, her vakitki gibi, alelâde. Bayağı surette, âdi bir suretle. Düpedüz
Atın eşkin yürüyüşü
Hemen hemen, sanki: "Bunlar âdeta ürkütülmüş bir hayvan sürüsüydü."- Ö. Seyfettin
Bayağı, basbayağı, hemen hemen, sanki
Bayağı yürüyüşle
Binicilikte atın normal yürüyüşüne verilen ad
adeta
Favoriten