Amerika daki çoğu suçlu uyuşturucuya bağımlıdır.
- Many criminals in America are addicted to drugs.
Mrs. Smith in televizyon bağımlısı olduğunu söyleyebilirsin.
- You could say that Mrs. Smith is a television addict.
Masajlarıma tamamen bağımlı olacaksın.
- You'll become totally addicted to my massages.
Bayan Smith'in TV'ye bağımlı olduğunu söylemek bir abartı değil.
- It's not an exaggeration to say that Mrs. Smith is addicted to TV.
Sami ona çok düşkündü.
- Sami was so addicted to that.
Tom çikolatalı kurabiyelere düşkündür.
- Tom is addicted to chocolate cookies.