Evrim ilerleme değil, fakat adaptasyondur.
- Evolution is not progression, but adaptation.
Bu sadece bir adaptasyon meselesi.
- It's only a matter of adaptation.
Sadece uyarlamak zorundasın.
- You just have to adapt.
Bu film, bir roman uyarlamasıdır.
- This film is an adaptation of a novel.
Çevirilerde uyarlamalar olmalıdır.
- There must be adaptations in translations.
Yabancı bir kültürde yaşamaya uymak genellikle zordur.
- It is generally hard to adapt to living in a foreign culture.
ABD Tarım Bakanlığı çiftçilerin ve çiftlik sahiplerinin işletmelerini değişen iklime uyarlamalarına yardımcı olmak için yedi yeni bölgesel iklim merkezi kurdu.
- The US Department of Agriculture established seven new “regional climate hubs” to help farmers and ranchers adapt their operations to a changing climate.
Bu film, bir roman uyarlamasıdır.
- This film is an adaptation of a novel.
Bu oyun romandan uyarlanmıştır.
- This play was adapted from the novel.
O, hikayeyi çocuklar için uyarladı.
- He adapted the story for children.
Biz bu yeni koşullara planımızı adapte etmeliyiz.
- We must adapt our plan to these new circumstances.
Kendisini yeni çevresine adapte etmeyi zor buldu.
- She found it was difficult to adapt herself to her new surroundings.
They could not adapt to the new climate and so perished.