What! You're still with that guy? and we answer: What can I do! I LOVE him!
- Ne! Sen hâlâ o adamla birlikte misin? ve biz cevaplarız: Ne yapabilirim! Onu seviyorum!
That car salesman was a pretty off the wall kind of guy.
- O araba satıcısı oldukça acayip bir adam.
I consider him a great scientist.
- Onu büyük bir bilim adamı olarak görüyorum.
Many scientists have the reputation of being eccentric.
- Çok sayıda bilim adamı eksantrik olma ününe sahiptir.
She is an excellent scholar, and is recognized everywhere as such.
- O, mükemmel bir bilim adamıdır, bu itibarla her yerde tanınır.
He is a scholar to the core.
- O, gerçek bir bilim adamıdır.
He is a writer and a statesman.
- O bir yazar ve devlet adamıdır.
He behaves as if he were a famous statesman.
- Sanki o ünlü bir devlet adamı gibi davranıyor.
Dima slept with 25 men in one night and then killed them.
- Dima bir gecede 25 adamla yattı ve sonra onları öldürdü.
The young men said that they would do it despite all of the difficulties.
- Genç adamlar tüm zorluklara rağmen bunu yapacaklarını söylediler.
The man shot three birds with a gun.
- Adam bir silahla üç kuşu vurdu.
The old man opened the car window and aimed his gun at the bird.
- Yaşlı adam araba penceresini açtı ve silahıyla kuşa nişan aldı.
Tom Jackson is considered to be one of the most dangerous men in Australia.
- Tom Jackson Avustralya'daki en tehlikeli adamlardan biri olarak düşünülmektedir.
The gunman was Jack Ruby.
- Silahlı adam Jack Ruby idi.
The guys are sleeping like dogs.
- Adamlar köpekler gibi uyuyorlar.
A man with a big dog came in.
- Büyük bir köpeği olan adam içeri girdi.
The man took the boy by the hand.
- Adam çocuğu elinden tuttu.
An old man came up and shook Lincoln's hand.
- Yaşlı bir adam geldi ve Lincoln'la tokalaştı.
Dima slept with 25 men in one night and then killed them.
- Dima bir gecede 25 adamla yattı ve sonra onları öldürdü.
There were two people in it, one of her girl students and a young man.
- Onun içinde iki kişi vardı, onun kız öğrencilerinden birisi ve genç bir adam.
Tom is a likeable person.
- Tom sempatik bir adam.
Donald Trump is a famous business person.
- Donald Trump ünlü bir iş adamıdır.
Fred is a lazy fellow.
- Fred tembel bir adam.
He is a very decent fellow.
- O, çok hoşgörülü bir adamdır.
Hope is when you suddenly run to the kitchen like a mad man to check if the empty chocolate cookie box you just finished an hour ago is magically full again.
- Ümit; bir saat önce bitirdiğin çikolatalı çörek kutusunun sihirle tekrar dolup dolmadığını kontrol etmek için çılgın bir adam gibi birdenbire mutfağa doğru koştuğundadır.
He described the man as a model gentleman.
- Adamı örnek bir beyefendi olarak tanımladı.
You're a gentleman and a scholar.
- Sen bir beyefendi ve bir bilim adamısın.
A healthy man does not know the value of health.
- Sağlıklı olan adam sağlığın değerini bilmez.
The old man was hard of hearing.
- Yaşlı adam duymakta zorlanıyor.
My father is a businessman.
- Babam bir iş adamıdır.
A good businessman knows how to make money.
- İyi bir iş adamı nasıl para kazanacağını bilir.
The two men competed for Lady Mary's heart.
- İki adam Lady Mary'nin kalbi için yarıştı.
The young lady has less fruit than the man.
- Genç bayanın adamdan daha az meyvesi var.
He described the man as a model gentleman.
- Adamı örnek bir beyefendi olarak tanımladı.
The gentle-looking old man got up and gave his hand to me.
- Kibar görünüşlü yaşlı adam kalktı ve elini bana verdi.
Is she a woman with a beard or a man with a woman's body?
- O sakallı bir kadın mı yoksa kadın vücutlu bir adam mı?
It was almost the perfect crime: we arrived at the scene, opened the trunk, killed the man and cleaned up the prints, but we forgot to hide the body.
- Neredeyse kusursuz cinayetti: Biz, olay yerine geldik, bagajı açtık, adamı öldürdük ve izleri temizledik, ama biz cesedi gizlemeyi unuttuk.
The man returned from his vacation full of beans.
- Adam tatilinden çok enerjik döndü.
Tom said he was mugged by three men.
- Tom, üç adam tarafından gasp edildiğini söyledi.
Say Goddess, what ensu’d when Raphael, / The affable Arch-Angel, had forewarn'd / Adam by dire example to beware / Apostasie,.
Second Adam from above,Reinstate us in thy love.
What splendid names for boys there are! / There's Carol like a rolling car, / And Martin like a flying bird, / And Adam like the Lord's First Word,.
Adem'in yasak meyveyi neden yedi?
- Why did Adam eat the forbidden fruit?
Havva, Adem'e bilgi elmasını verdi.
- Eve gave Adam the apple of knowledge.