I quickened my steps to catch up with her.
- Ona yetişmek için adımlarımı hızlandırdım.
The hallway is slippery, so watch your step.
- Hol kaygan, bu yüzden adımlarına dikkat et.
When it started to get dark, I quickened my pace.
- Karanlık olmaya başladığında, ben adımlarımı hızlandırdım.