Önemsiz bir problem, uzun tefekküre ihtiyaç duymaz.
- A trivial problem doesn't require long contemplation.
Sunduğu hizmete artık ihtiyaç kalmadığını söyledim ona.
- I told him his services were no longer required.
Keman çalmak çok pratik ister.
- Playing the violin requires much practice.
İstediğin başka bir şey var mı?
- Is there anything else you require?
Bence, iyi tasarlanmış bir web sitesi yatay kaydırma gerektirmemeli.
- In my opinion, a well-designed website shouldn't require horizontal scrolling.
Dil edinmek yaratıcılık gerektirir.
- Language acquisition requires creativity.