Para gerçekten ödenildi mi?
- Was the money actually paid?
Bilgisayarlar gerçekten edebi eserleri çevirebilir mi?
- Can computers actually translate literary works?
Tom'un söylediği gerçekten doğru.
- What Tom said is actually true.
Bunun doğru olduğunu gerçekten düşünüyor musun?
- Do you actually think that's true?
O genç görünüyor, ama o aslında senden daha yaşlıdır.
- She looks young, but she's actually older than you are.
İster inanın ister inanmayın, ben aslında resim çizebilirim.
- Believe it or not, I can actually draw.