Ben, yeni görevinde aktif bir rol alacağından eminim.
- I am sure you will take an active role in your new position.
Bayan Klein 80 yaşın üzerinde, ama hâlâ çok aktif.
- Mrs Klein is over 80, but she's still very active.
O çok yaşlı olmasına rağmen etkindir.
- He is active although he is very old.
Tom etkin bir yaşam sürüyor.
- Tom lives an active life.
İhracaat sınırları aşan ticari bir etkinliktir.
- Exporting is a commercial activity which transcends borders.
Kent etkinlikle doluydu.
- The town was full of activity.
O, gönüllü faaliyetine kendini adamış.
- She devoted herself to the volunteer activity.
Okumak iyi bir faaliyettir.
- Reading is a good activity.
Cumhuriyetçi Parti'de faaliyet gösterdi.
- He became active in the Republican Party.
Bu kafatası ve çizgileri, 17. yüzyılın sonlarında İngiltere'de faaliyet gösteren dünyaca ünlü Kaptan Kidd'e dayanılarak adlandırılmıştır.
- This skull and crossbones was named based on the world-famous Captain Kidd who was active in late 17th century Britain.
Borsa çok hareketlidir.
- The stock market is very active.
Sami aktif olarak gizlice Leyla'yı takip ediyordu.
- Sami was actively stalking Layla.
1859'dan itibaren, Amerika'dan Protestan misyonerler gelmeye başladı ve Katolik ve de Rus Ortodoks kiliseleri de misyonerlik çalışmalarına aktif olarak dahil oldular.
- From 1859, Protestant missionaries from America started to arrive, and the Catholic and Russian Orthodox churches also became actively involved in missionary work.
Neden odun kesmekten büyük zevk alan bu kadar çok insan olduğunu biliyorum. Bu aktivitede sonuçları hemen anında görürsünüz. -- Albert EINSTEIN
- I know why there are so many people who love chopping wood. In this activity one immediately sees the results. -- Albert EINSTEIN
Tom hiçbir beyin aktivitesi işareti göstermiyor.
- Tom is showing no signs of brain activity.
İhracaat sınırları aşan ticari bir etkinliktir.
- Exporting is a commercial activity which transcends borders.
Zamanının çoğunu hangi etkinliği yaparak geçirirsin?
- What activity do you spend most of your time doing?
Tatoeba, yalnızca imajını kötülemek ve faaliyetini aşağılamak isteyenleri işbirlikçi olarak kabul etmemeli.
- Tatoeba should not admit as collaborators those who only wish to denigrate its image and demean its activity.
Tom hiçbir beyin aktivitesi işareti göstermiyor.
- Tom is showing no signs of brain activity.
Liisa aktif ve enerjik bir genç kadın.
- Liisa is an active and energetic young woman.
Aspirindeki etken madde nedir?
- What is the active ingredient in aspirin?
Tylenol'da etken madde nedir?
- What is the active ingredient in Tylenol?
specifically, of a volcano Being an active volcano.
an active remedy.
Pit row was abuzz with activity.
Quilting can be a fun activity.