Trafik ışıkları trafiği yönlendirmek için kullanılır.
- Traffic lights are used to direct traffic.
Sami bir film yönetmek istiyordu.
- Sami wanted to direct a film.
Tom'a direkt bir emir verdim ama umursamadı.
- I gave Tom a direct order, but he ignored it.
O bir direkt uçuş mu?
- Is it a direct flight?
Tom'un kötü bir yön kestirme yeteneği var.
- Tom has a poor sense of direction.
Çıplak gözle ya da dürbün ya da teleskop gibi herhangi bir aletle doğrudan doğruya güneşe bakmamalısın.
- You should never look directly at the Sun with the naked eye or through any instrument such as binoculars or a telescope.
Bu cümleler doğrudan doğruya bağlantılı değildir.
- These sentences are not directly linked.
Anlamıyorum; daha açık olmak zorundasın.
- I don't understand; you have to be more direct.
Umarım yol tariflerim açıktı.
- I hope my directions were clear.