Tom müzik çalışmayı sever.
- Tom loves studying music.
Dışarıdaki gürültü sinirime dokunduğu için canım çalışmak istemedi.
- I didn't feel like studying because the noise outside was getting on my nerves.
Geriye dönüp bakıldığında, Keşke Tom çalışarak daha fazla zaman harcasaydı.
- In retrospect, Tom wishes he had spent more time studying.
Zamanımın çoğunu Fransızca çalışarak geçirdim.
- I spent a lot of my time studying French.
Tarih çalışmayı severim.
- I like studying history.
Amerikan dramasını çalışıyorum.
- I'm studying the American drama.