act of spending money, disbursement, expenditure

listen to the pronunciation of act of spending money, disbursement, expenditure
Englisch - Türkisch

Definition von act of spending money, disbursement, expenditure im Englisch Türkisch wörterbuch

spending
{i} harcama

Biz durgunluk döneminde harcamayı azalttık. - We reduced our spending during the recession.

Gençken bilgisayarın önünde zaman harcamak yerine seyahat etmelisin. - You should travel while you're young instead of spending time in front of the computer.

spending
(isim) harcama
spending
{f} harca

Şimdiye kadar eğlenerek para harcayan çok sayıda insan şimdi paralarına daha dikkat etmeliler. - A lot of people who have up until now been spending money having a good time now need to be more careful with their money.

Kanada civarında bir yerde birkaç dönüm karla ilgili iki ulusun savaşta olduğunu ve bu güzel savaşa tüm Kanada'nın değdiğinden daha çok para harcadıklarını bilirsiniz. - You know that two nations are at war about a few acres of snow somewhere around Canada, and that they are spending on this beautiful war more than the whole of Canada is worth.

spending
sarf etme
spending
harcayarak

O bu kitabı onun üzerinde sadece iki hafta harcayarak çok kısa zamanda yazdı. - He wrote this book in a very short time, spending just two weeks working on it.

spending
keçi inadı yaparcasına
Englisch - Englisch
{i} spending
act of spending money, disbursement, expenditure
Favoriten