Bu yıl birbirimize Noel armağanları vermek yerine hediyeler için harcayacağımız miktarı hayır kurumuna bağışladık.
- Instead of giving each other Christmas presents this year, we donated the amount we would have spent on presents to a charity.
Eski kitaplarımı bağışlıyorum.
- I'm giving my old books away.
EVET işareti vererek yanıtladı.
- He responded by giving the OK gesture.
Televizyon bilgi vermek için çok önemli bir araçtır.
- Television is a very important medium for giving information.
O, Alex'e her konuşmasında bir ceviz verme yerine, onu sadece özellikle ceviz dediğinde verecekti.
- Instead of giving Alex a nut each time he said something, she'd only give it when he specifically said nut.
Televizyon bilgi vermek için çok önemli bir araçtır.
- Television is a very important medium for giving information.
Nesne, yanıp sönen ışıklar vererek, güneye doğru uçtu.
- The object flew away to the south, giving out flashes of light.
Sally, piyano dersleri vererek geçimini sağlıyor.
- Sally earns her living by giving piano lessons.