aci̇l

listen to the pronunciation of aci̇l
Türkisch - Englisch

Definition von aci̇l im Türkisch Englisch wörterbuch

acil
urgent

Tom has gone to Boston on urgent business. - Tom acil bir iş için Boston'a gitti.

An urgent telegram brought her hurrying back to Tokyo. - Acil bir telgraf onu Tokyo'ya aceleyle geri getirdi.

acil
immediate

Immediate measures are needed. - Acil önlemler gereklidir.

McKinley demanded an immediate ceasefire in Cuba. - McKinley Küba'da acil bir ateşkes istedi.

acil
pressing

We have some pressing problems to solve. - Çözecek bazı acil sorunlarımız var.

Do you have something else more pressing to do? - Yapmak için daha acil başka bir şeyin var mı?

acil
insistent
acil
burning
acil
exigency
acil
urgency
acil
instant

Our company is going to be left behind too if we don't create an environment in which we can get instant Internet access. - Acil internet girişi olan bir çevre yaratmazsak, bizim şirketimizde geride kalacak.

acil
direful
acil
emergency

This is an emergency. - Bu acil bir durumdur.

In case of an emergency, dial 110. - Acil bir durumda, 110'u çevirin.

acil
dire
acil
(Askeri) pan
acil
demanding attention
acil
swift, quick
acil
urgent, immediate, pressing, burning
acil
crying
acil
importunate
acil
exigent
acil arama
emergency call
acil bakım
(Tıp) emergency care
acil bellek dökümü
(Askeri) disaster dump
acil değil
non-urgent
acil durdurma
emergency shutdown
acil durum
(Politika, Siyaset) urgency case
acil durum
emergency

In case of emergency, call 119. - Acil durumda, 119'u arayın.

Tom made an emergency stop on the road. - Tom yolda acil durum duruşu yaptı.

acil durum duruşu
(Bilgisayar) emergency stop
acil durum kadrosu
(Askeri) emergency establishment
acil durum kolu
(Askeri) emergency lever
acil durum kuruluşu
(Askeri) emergency establishment
acil durum planı
emergency plan
acil durum yedeği
(Ticaret) contingency reserve
acil durum yönetimi
emergency management
acil durum yönetimi
disaster management
acil durumda
in case of emergency
acil durumlar
(Tıp) emergencies
acil duruş
emergency stop
acil eylem
(Politika, Siyaset) immediate action
acil gömme
(Askeri) emergency burial
acil hasta
(Tıp) emergency patient
acil hemşireliği
(Tıp) emergency nursing
acil ihtiyat
emergency reserve
acil ihtiyaç
(Askeri) emergency
acil ikame maddesi
(Askeri) emergency substitute
acil iniş pisti
(Havacılık) landing strip
acil istek
urgent request
acil işlem raporu
(Askeri) action letter
acil lüzum halinde
in case of emergency
acil servis
(Tıp) emergency department

When he got into the emergency department, they said he just imagined everything. - O, acil servise vardığında onlar her şeyi düşündüğünü söyledi.

acil servis
casualty
acil servis
casualty department
acil servis
casualty ward
acil servis
(Tıp) emergency ward
acil servis
(Tıp) casuality department
acil servis
emergency

They're taking Mary to the emergency room. - Mary'yi acil servise götürüyorlar.

Tom has been taken to the emergency room. - Tom acil servise götürüldü.

acil stop
emergency stop
acil stop düğmesi
emergency stop button
acil tıp
(Tıp) emergency medicine
acil tıp teknisyeni
(Tıp) emergency medical technician
acil yönetimi
emergency management
acil çıkış
(Askeri) emergency ascent
acil çıkış kapısı
emergency exit
acil çıkış kapısı
(Gıda) exit
acil çıkış kapısı
emergency door
acil çıkış mandalı
panic bar
acil çıkışı
emergency exit
acil bakım ünitesi
emergency care unit
acil cerrahi tedavi
immediate surgical treatment
acil cevaplayın
reply urgently
acil durdurma butonları
emergency stop buttons
acil durum düğmesi
emergency button
acil düğmesi
emergency button
acil evlilik
immediate marriage
acil eylem
Urgent activity, emergency activity
acil eylem planı
emergency action plan
acil kliniği
emergency clinic
acil müdahale
Emergency action
acil müdahale ekibi
Rapid intervention team
acil müdahale ekipmanları
emergency response equipment
acil nakit ihtiyacı
immediate cash need
acil numaralar
emergency telephone numbers
acil numaralar
emergency numbers
acil operasyon
immediate operation
acil operasyon
urgent operation
acil servis bölümü
emergency department
acil servis bölümü
emergency room
acil servis bölümü
emergency ward
acil servis departmanı
accident and emergency department
acil servis departmanı
casualty department
acil servis departmanı
emergency department
acil servis görevlisi
emergency department staff
acil servis görevlisi
emergency staff
acil servis hemşiresi
emergency nurse
acil servis hemşiresi
emergency department nurse
acil servis yoğun bakım ünitesi
emergency intensive care unit
acil servis çağrısı
emergency service call
acil servis ünitesi
emergency room
acil telefonlar
emergency numbers
acil telefonlar
emergency telephone numbers
acil tıbbi müdahale
emergency medical intervention
acil yoğun bakım
emergency intensive care
acil ödeme
immediate payment
Acil Durum Cevap ve Kurtarma Dairesi
(Askeri) Emergency Response and Recovery Office
Acil Durum Ulaştırma Dairesi
(Askeri) Office of Emergency Transportation (DOT)
Acil durum Tedarik Harekatları Merkezi
(Askeri) Emergency Supply Operations Center
acil alaka
(Kanun) immediate interest
acil alarm kalkışı
(Askeri) emergency scramble
acil ana gözü
(Arılık) emergency queen cell
acil bakım
emergency maintenance
acil bakım süresi
(Bilgisayar) emergency maintenance time
acil bir durum
It's an emergency
acil bir durum
a state of emergency
acil bir durumda
in case of emergency
acil bir şekilde
cryingly
acil cevap veriniz
please reply urgently
acil deniz bilgi yayını
(Askeri) urgent marine information broadcast
acil destek
immediate support
acil doktoru
(Tıp) emergency physician
acil dolusavak
escape spillway
acil durum
state of emergency
acil durum
exigency
acil durum
exigence
acil durum anahtarı
emergency switch
acil durum araştırma ve kurtarma biykını
(Askeri) emergency locator beacon
acil durum bariyer
(Havacılık) emergency barrier
acil durum butonu
emergency button
acil durum cevap takımı (FEMA)
(Askeri) emergency response team (FEMA)
acil durum demiri
sheet anchor
acil durum demiri
waist anchor
acil durum düzeni
emergency function
acil durum düşük görüş yaklaşımı
(Askeri) emergency low visibility approach
acil durum ekibi
(Askeri) emergency squad
acil durum fişek
(Havacılık) emergency cartridge
acil durum gücü
(Askeri) emergency power
acil durum havası
(Havacılık) emergency air
acil durum hizmet takımı; acil durum destek takımı (FEMA); yol destek takımı
(Askeri) emergency service team; emergency support team (FEMA); en route support team
acil durum hizmetleri dairesi
(Askeri) office of emergency services
acil durum kartı
emergency response card
acil durum kaçış solunum cihazı
(Askeri) emergency escape breathing device
acil durum kiti
emergency kit
acil durum komuta önceliği; istihkam değişiklik tekilifi
(Askeri) emergency command precedence; engineering change proposal
acil durum kuruluşu, acil durum kadrosu
(Askeri) emergency establishment
acil durum malumatı
emergency information
acil durum motoru
(Askeri) emergency diesel
acil durum oksijen
(Havacılık) emergency oxygen
acil durum paraşüt
(Havacılık) emergency parachute
acil durum planlama talimnamesi
(Askeri) emergency planning handbook
acil durum pozisyon belirtici telsiz beykını
(Askeri) emergency position-indicating radio beacon
acil durum savağı
emergency spillway
acil durum süreci
(Hukuk) emergency procedure
acil durum sıhhi hizmetleri
(Askeri) emergency medical services
acil durum sıhhi teknisyeni; acil tıbbi tedavi
(Askeri) emergency medical technician; emergency medical treatment
acil durum sığınağı
emergency shelter
acil durum taktik hava kontrolü; nihai taarruz kontrolörü
(Askeri) emergency tactical air control; enlisted terminal attack controller
acil durum tespiti için kullanılan tüm telsiz göndermeçleri
(Askeri) emergency locator transmitter
acil durum yardımı
emergency supply
acil durum yolu
(Bilgisayar,Teknik) emergency route
acil durum çalışanı
emergency worker
acil durum çalışma usulleri
(Askeri) emergency operating procedures
acil durum çukuru
(Askeri) emergency pit
acil durum çıkışı
emerceny exit
acil durum önceliği
(Askeri) emergency priority
acil durum şeridi
emergency lane
acil durumda
(Hukuk) in case of urgency
acil durumda kullanılan
donkey
acil durumdaki gemileri aramak için yapılmış uzay sistemi (Rus Uydu Sistemi)
(Askeri) cosmicheskaya sistyema poiska avariynch sudov - space system for search of distressed vessels (Russian satellite system)
acil durumlarda
in case of emergency
acil faaliyet/işlem mesajı
(Askeri) emergency action message
acil faaliyet/işlem planı; acil faaliyet/işlem usulleri
(Askeri) emergency action plan; emergency action procedures
acil frekans
emergency frequence
acil freni
emergency brake
acil fırlatma koltuğu
ejection seat
acil güç sistemi
(Elektrik, Elektronik) emergency power system
acil hal
emergency
acil hedefler
(Ticaret) ultimate targets
acil hemşiresi
(Tıp) emergency nurse
acil hizmet çağrısı
emergency services call
acil ihtiyacı olmak
be urgently in need of
acil ihtiyaç duymak
be in urgent need of
acil ikmal maddesi
(Askeri) rapid service item
acil ikmal süresi
(Askeri) emergency replenishment time
acil imha
(Askeri) emergency disposal
acil işareti
emergency signal
acil işler
emergency work
acil kapama yapısı
emergency closing structure
acil kredi
emergency service
acil kredi
(Ticaret) emergency credit
acil kurtarma diski
emergency repair disk
acil mi
Is it urgent
acil mukabele kuvveti (NATO)
(Askeri) Immediate Reaction Forces (NATO)
acil müdahale ekibi
rapid response team
acil müdahale planı
emergency response plan
acil nakit
immediate cash
acil nakliye durumu
(Askeri) transportation emergency
acil odası
emergency room

Tom ended up in the emergency room. - Tom acil odasında düştü.

acil olarak
burningly
acil olmak
press
acil satıh yapma
(Askeri) emergency surface
acil savunma durumu
(Askeri) defence emergency
acil sağlık hizmeti
(Tıp) emergency health service
acil servis
emergency room (in a hospital)
acil servis
casuality department, casuality, casuality ward, emergency
acil servis
emergency room

Tom has been taken to the emergency room. - Tom acil servise götürüldü.

I had to go to the emergency room. - Acil servise gitmem gerekti.

acil servis arama
emergency services call
acil stop butonu
ems button
acil sıhhi birlik
(Askeri) emergency medical unit
acil tedavi
emergency treatment
acil teslim edilmelidir
(Askeri) immediate delivery required
acil tıbbi müdahale
immediate medical response
acil tıbbi tedavi
(Askeri) emergency medical treatment
acil tıp hizmetleri
(Tıp) emergency medical services
acil tıp hizmetleri
emergency medical service
acil vaka
emergency
acil ve olağandışı masraf
(Askeri) emergency and extraordinary expense
acil ve olağandışı masraf yetkilisi; kaçma ve kurtulma
(Askeri) emergency and extraordinary expense authority; evasion and escape
acil yardım
(Hukuk) emergency assistance
acil çıkış
emergency exit

Before you go to bed in a hotel, familiarize yourself with the location of the emergency exit. - Bir otelde yatmadan önce acil çıkışın yerini öğrenin.

Make certain where the emergency exit is before you go to bed at a hotel. - Bir otelde yatmadan önce, acil çıkışın nerede olduğundan emin olun.

acil çıkış kapısı
emergency door, emergency exit
acil çıkış kapısı nerede
Where is the emergency exit
acil önlem
(Politika, Siyaset) immediate prevention
acil ünitesi
emergency unit
Englisch - Englisch

Definition von aci̇l im Englisch Englisch wörterbuch

acil
American Council of Independent Laboratories
Türkisch - Türkisch
(Osmanlı Dönemi) Ahiret
(Osmanlı Dönemi) Sonraya bırakılmış. Bir vâdeye bağlı
(Osmanlı Dönemi) Çabuk
(Osmanlı Dönemi) Aceleci
(Osmanlı Dönemi) Fık: Dünya
(Osmanlı Dönemi) Derhal. Peşin
(Osmanlı Dönemi) Acele eden. Hemen
acil
Hemen yapılması gereken, ivedi, ivedili, evgin, müstacel
acil
İvedi, ivedili
acil servis
Hastanelerde vakit yitirilmeden bakılması gereken hastaların ilk tedavilerinin yapıldığı yer
Acil
evgin
Acil
ivedi
aci̇l
Favoriten