aching; causing pain; tiresome; distressful

listen to the pronunciation of aching; causing pain; tiresome; distressful
Englisch - Türkisch

Definition von aching; causing pain; tiresome; distressful im Englisch Türkisch wörterbuch

painful
{s} ağrılı

Çoğu denizanası sokmaları ölümcül değil ama çoğu yine de oldukça ağrılıdır. - Most jellyfish stings aren't deadly, but many are pretty painful nonetheless.

Artrit, eklemleri etkileyen ağrılı bir durumdur. - Arthritis is a painful condition that affects the joints.

painful
ıstıraplı
painful
acı veren

Bunlar çocukluğum hakkında sahip olduğum en acı veren anılar. - These are the most painful memories I have of my childhood.

painful
{s} acıtan
painful
painfullyıstırap vererek
painful
meşakkatli
painful
painfulnessacı
painful
meşakkatle
painful
{s} yorucu

O gerçekten yorucu görünüyor. - That looks really painful.

painful
(Tıp) a.Ağrılı, acılı
painful
{s} zahmetli

O gerçekten zahmetli görünüyor. - That looks really painful.

painful
{s} eziyetli

Çok eziyetli. Onu durdurun! - It's so painful. Stop it!

painful
{s} zahmetli, güç
painful
{s} acıklı, üzücü
painful
ıstırap çektiren
painful
{s} acı

Bir yüz çıbanım var.Bir burun deliğinin arkasında acılı bir yumru var. - I have a facial boil. There's a painful lump at the back of one nostril.

O, acı verecek şekilde zayıftı. - He was painfully thin.

painful
kederlendirici
painful
{s} ağrıtan
painful
{s} üzücü

Umarım çok üzücü değildi. - I hope it wasn't too painful.

Englisch - Englisch
{s} painful