achieving

listen to the pronunciation of achieving
Englisch - Türkisch
{i} başarı
{f} başar
başarma
başararak
başarıyor olan
elde
achieve
başarmak

İşinde neyi başarmak istiyorsun? - What do you want to achieve in your work?

Onu başarmak için kendini tehlikeye atmak zorunda kalacaksın. - In order to achieve that, you'll have to take risks.

achieve
elde etmek

Yaptığını sandığım başarı türünü elde etmek istiyorsan, öyleyse daha çok çalışmak zorunda kalacaksın. - If you want to achieve the kind of success that I think you do, then you'll have to study harder.

Elde etmek neredeyse imkânsızdır. - It's almost impossible to achieve.

achieving stage
(Pisikoloji, Ruhbilim) başarma evresi
achieve
{f} gerçekleştirmek

O bir atılımı gerçekleştirmek için yeteneğini berbat bir şekilde abarttı. - He badly exaggerated his ability to achieve a breakthrough.

achieve
{f} kazanmak
achieve
{f} erişmek
achieve
ulaşmak

Bir avukatın zor bir durumda küçük konularda bile her taşın altına bakması ve aynı konuda sonuca ulaşmak için ısrarla belirtmesi önemlidir. - It is important that a lawyer should leave no stone unturned even on minor points and harp on the same subject to achieve a break through in an impasse.

Onlar politik amaçlarına ulaşmak için sömürgeci güçlere yaranmaya çalışmaktadırlar. - They are trying to cozy up to imperialist forces in order to achieve their political aims.

achieve
sonuçlandır
achieve
başarma

İşinde neyi başarmak istiyorsun? - What do you want to achieve in your work?

Hiç kimse bir şey başarmadı. - No one achieved anything.

achieve
ipi göğüslemek
achieve
başarı elde etmek
achieve
başarı sağlamak
achieve
kotarmak
achieve
zoru başarmak
achieve
yapmak

Tom yapmak için başladığı işi başarmış gibi görünüyor. - Tom appears to have achieved what he set out to do.

achieve
üstesinden gelmek
achieve
elde et

Tom ve Mary, yeni tekniği kullanarak dikkat çekici sonuçlar elde ettiler. - Tom and Mary have achieved remarkable results using their new technique.

O, dikkate değer sonuçlar elde etti. - She achieved remarkable results.

achieve
{f} meydana getirmek
achieve
(Tekstil) üretmek
achieve
husule getirme
achieve
achievement test başarı testi
achieve
meydana getirmek muzaffer olmak achievement başarı
achieve
muvaffakiyet
achieve
husule getirilmiş şey
achieve
(Hukuk) yapıp bitirmek
Englisch - Englisch
Present participle of achieve
achievements, emphasizing the process of accomplishing them
achieving one's dreams
fulfilling one's aspirations, accomplishing one's ambitions
achieve
To finish; to kill. - Shakespeare
achieve
{v} to do, perform, act, obtain, finish
Achieve
to gain with effort; "she achieved her goal despite setbacks"
achieve
To obtain, or gain, as the result of exertion; to succeed in gaining; to win
achieve
To carry on to a final close; to bring out into a perfected state; to accomplish; to perform; as, to achieve a feat, an exploit, an enterprise
achieve
To carry on to a final close; to bring out into a perfected state; to accomplish; to perform; -- as, to achieve a feat, an exploit, an enterprise
achieve
If you achieve a particular aim or effect, you succeed in doing it or causing it to happen, usually after a lot of effort. There are many who will work hard to achieve these goals We have achieved what we set out to do. = accomplish
achieve
{f} obtain, attain; perform, accomplish; succeed
achieve
To finish; to kill
achieve
to gain with effort; "she achieved her goal despite setbacks
achieve
To obtain with a material thing as the aim
achieving

    Silbentrennung

    a·chie·ving

    Türkische aussprache

    ıçivîng

    Aussprache

    /əˈʧēvəɴɢ/ /əˈʧiːvɪŋ/
Favoriten