You'd better hurry up.
- Acele etsen iyi olur.
Hurry up, or you will be late for the last train.
- Acele et, yoksa son treni kaçıracaksın.
Nick hurried to catch the bus.
- Nick otobüsü yakalamak için acele etti.
I hurried in order to catch the first train.
- İlk treni yakalamak için acele ettim.
Tom rushed to open the door.
- Tom kapıyı açmak için acele etti.
Although you rushed, you're not ready.
- Acele etmene rağmen, sen hazır değilsin.
Hurrying leads to mistakes being made.
- Acele etmek hataların yapılmasına yol açar.
Don't hurry if there's no purpose to your hurrying.
- Acele etmen için bir amacın yoksa acele etme.
We have time, there's no rush.
- Acele etmeyin, zamanımız var.
Although you rushed, you're not ready.
- Acele etmene rağmen, sen hazır değilsin.
Hurry up, or you will be late for the last train.
- Acele et, yoksa son treni kaçıracaksın.
Hurry up. You'll be late for school.
- Acele et. Okula geç kalacaksın.